Farklı sektörlere ait genç, yaratıcı ve istekli çalışma ekiplerini aynı alanda barındıran Skullcandy Ofisi, Arthur de Chatelperron ve Hugo Helene tarafından Zürih’te tasarlandı. Üç farklı firmaya hizmet veren ofis mekanı, 440 metrekarelik bir alana yayılıyor. Ekiplerin bir arada, istedikleri zaman ise ayrı ayrı çalışabilmeleri için özel mekan tasarımları düşünülmüş.
Yüksek katlı ve yoğun bir caddeye açılan giriş katıyla başlayan Skullcandy Ofisi, açık ofis konseptiyle tasarlanmış. İç mekanda işlevsel çalışma alanları oluşturabilmek adına konteynerler ve cam yüzeyli kabinlerle bölmeler yaratılmış. Ahşap yüzeyler, alüminyum dokular ve şeffaf cam bölmeler ofis mekanına özgün bir kimlik kazandırmış. Öte yandan ortak firmanın “genç ve dinamik” kurumsal kimliğini yansıtması açısından da farklı dokulara sahip bu tasarım dili tercih edilmiş.
Bireysel çalışma mekanları, genel olarak geri dönüştürülmüş konteyner birimlerinin içerisine yerleştirilmiş. Birimin kullanımda olduğunun algılanılması fakat görüşü azaltmak adına kapılar buzlu cam ile üretilmiş. Duvar düzlemine kadar açılabilen kapılar, istenildiği zaman bireysel çalışma alanlarına kamusallık da kazandırabiliyor.
Açık ofis mekanları ise tek bir çalışma masası ve “cubical” çalışma masaları şeklinde tasarlanmış. Kalabalık gruplarla ortak çalışma, resmi olmayan toplantılar ve buluşmalar için ofis mekanını boydan boya dolaşan çalışma masası tercih ediliyor. Bilgisayar ortamında tekil çalışmak isteyen çalışanlar ise ‘cubical’ alanlarda bulunuyor. İki farklı karaktere sahip açık ofis mekanları birbirinden hem depolama hem de raf olarak kullanılabilen dolaplar ile ayrılmış. Çalışma masaları ise hem ses karışıklığını hem de görüşü engellemek adına ayırıcılarla bölünmüş.
Fotoğraflar: © Arthur de Chatelperron + Hugo Hélène
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder